{ "title": "Kalem Suresi Meali", "image": "https://www.kalemsuresi.gen.tr/images/kalem-suresi-meali.jpg", "date": "20.01.2024 08:17:55", "author": "Tuba Asena", "article": [ { "article": "Kalem Suresi Meali: Müslümanların kutsal kitabı olan Kur'an'ı Kerim de bir sürü sure bulunmaktadır. Bu surelerin her birinin meali farklı farklıdır ve her sure insana farklı öğütler vermektedir. Kur'an'ı Kerim de bulunan surelerden biri de Kalem Suresidir.

Kalem Suresi kötü kişilerden korunmak, görünmeyen üç harflilerden korumak, dilek ve arzuların yerine getirilmesi, nazar duası yerine, hasta olan hastaların iyileşmesi gibi birçok niyetin gerçekleşmesi için okunulur.

68/1) Nun, kaleme ve yazdıklarıma andolsun.

68/2) Sen Rabb'inin nimetiyle mecnun değilsin.

68/3) Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var.

68/4) Sen elbette yüce bir ahlakın üzeresin.

68/5) Sen de göreceksin, onlar da görecek.

68/6) Hanginizde o fitne ve cinnet.

68/7) Doğrusu Rabbin, yolunda sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi o bilir.

68/8) O halde, yalancılara itaat etme.

68/9) Onlar istediler ki yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davrana.

68/10) Şunların hiçbirine boyun eğme. Yemin edip duran aşağılık.

68/11) Daima kusur arayıp kınayan, hep laf getirip götüren.

68/12) Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr.

68/13) Kaba ve haşin, sonra da kötülüklere damgalı.

68/14) Mal ve oğulları var diye böyle davranırlar.

68/15) Kendisine ayetlerimizi okuduğunda \"Eskilerin masalları\" der.

68/16) Yakında biz onu burnunun üzerinde damgalayacağız.

68/17) Biz onlara da bela verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Hani onlar sabah olunca bahçeyi ekeceklerine yemin etmişlerdi.

68/18) İstisna da etmiyorlardı.

68/19) Fakat onlar uyurken dolaşıcı bir bela onu sardı da
68/20) Bahçe simsiyah kesiliverdi.

68/21) Derken sabah birbirlerine seslendiler.

68/22) \"Haydi, devşirecekseniz erkenden ekininize gidin\" diye.

68/23) Derken fırladılar, aralarında fısıldaşıyorlardı.

68/24) \"Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye girip yanınıza sokulmasın\" diyorlardı.

68/25) Engellemeye güçleri yeterek erkenden gittiler.

68/26) Fakat bahçeyi gördüklerinde: \"Biz herhalde yanlış gelmişiz\" dediler.

68/27) \"Yok biz mahrum edilmişiz\" dediler.

68/28) İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: \"Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?\"
68/29) \"Rabbimizi tesbih ederiz, doğrusu biz zalimler imişiz.

68/30) Ardından suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.

68/31) Yazıklar olsun bize biz azgınlaşmışız.

68/32) Ola ki Rabbim onun yerine bize daha iyisini ve hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.

68/33) İşte azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.

68/34) Kuşkusuz korunanlar için de Rableri katında bol bahçeler vardır.

68/35) Öyle ya, teslimiyet gösterenleri suçlu gibi tutar mıyız hiç?
68/36) Neyiniz var nasıl hüküm veriyorsunuz?
68/37) Yoksa size ait olan bir kitap var da on da mı okuyorsunuz?
68/38) O kitapta \"beğendiğiniz her şey sizindir\" diye mi yazılı?
68/39) Yoksa, \" ne hükmederseniz mutlaka sizindir\" diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?
68/40) Sor bakalım onlara, içlerinde ona kefil hangisi?
68/41) Yoksa ortakları mı var onların? Doğru iseler ortaklarını getirsinler.

68/42) O gün işler zorlaşır ve secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.

68/43) Gözleri düşük bir halde kendilerinin bir zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken de secdeye davet ediliyorlardı.

68/44) bu sözü inkâr edenleri bana bırak. Onları beklemedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.

68/45) Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.

68/46) Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı kalıyorsun?
68/47) Yoksa gayb onların yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
68/48) Rabbimin hükmüne sabret et, balık sahibi gibi olma. Hani o öfkeye boğulmuş da nida etmişti.

68/49) Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı.

68/50) Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.

68/51) O kafirler Kur'an'ı işittikleri zaman neredeyse seni gözleri ile devireceklerdi. Bir de durmuşlar \"o bir deli\" diyorlar.

68/52) Halbuki o alemler için bir öğüttür.
" } ] }